Dolar 32,3821
Euro 34,9864
Altın 2.326,78
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22 °C
Parçalı Bulutlu

Hazal Kaya mecmua dergisi fotoğrafları

05.03.2014
A+
A-
Hazal Kaya mecmua dergisi fotoğrafları

Hazal Kaya, Mecmua dergisi için Ayşe Arman’ın sorularını yanıtladı. İşte Hazal'a sorulan sorulardan bazıları…

Oyunculuk, çocukluğundan beri istediğin bir şey miydi?       

– Sahne sanatları ve müzikle hep bir şekilde ilgim oldu. Beş sene bale yaptım. Yedi sene keman çaldım. “Bu kız, sanatla ilgili bir şey yapacak” durumu hep vardı. Orada annem devreye girdi, beni oyunculuğa yönlendirdi.

En çok ne öğrendin ailenden?

– Bizdeki kural şudur: Herkes kendi ayaklarının üzerinde duracak. Benim ailem şen dullar ailesi gibi. Hep kadın, kadın, kadın. Anaerkildir. Ben mesela para kazanıyorum ya, öyle sağa sola saçacak bir durumum yok. Kendim için bir gelecek hazırlamam gerekiyor, yapmak istediğim şeyler var. Yurtdışında okumak gibi. Geçen sene Los Angeles’a gittim, orada bir süre eğitim aldım. Bir taraftan da gelişmek, kültürlü olmak, bilgili olmak para demek. Şu anda Bilgi Üniversitesi Sahne Sanatları’nda okuyorum. 30’umda bile olsam, bitireceğim orayı. Ama Los Angeles’ta ya da Berlin’de denklik sağlanabilirse de okuyayım diyorum. Bunlar için para gerekiyor.

Tırnak yemekten rahatsız mısın?

– Evet. Lisede metalciyken, siyah oje süremiyordum, çok üzülüyordum. Çünkü ortasına kadar yenmiş tırnağa, siyah oje süremiyorsun. Bir gün çok saygı duyduğumuz rock’çı ağabeylerden biri “Sen oyuncu olmak istiyormuşsun” dedi, “Evet” dedim, “Bu ellerle ne oyuncusu olacaksın!” dedi. Bitti bende tırnak yeme durumu ama geçen hafta çok sevdiğim bir arkadaşımı kaybettim, bak bu iki tırnak tekrar yarıya indi.

Kolay aşık olur musun?

– Yok.

Şimdi fotoğrafçı bir sevgilin var değil mi, senden 17 yaş büyük…

– Bu konu bana özel kalsın. Özel hayatımdan bahsetmek hoşuma gitmiyor. Bugüne kadar da anlatmadım zaten.

Vücudunda en çok nereni seviyorsun?

– Alnımdaki yarayı! Çocukken yine zıplarken, yanlışlıkla duvara kafa atmışım. Kan revan. Ve hatalı dikmişler. Böylelikle o yanlış, hayatındaki en güzel şeye yol açtı. Kusur seviyorum ben. Çok fazla düzgünlük, güzellik beni sinir ediyor. Yüzümdeki o dikiş izi çok hoşuma gidiyor.

Bir erkekte en tahammül edemediğin şey?

– Kendini beğenmişlikten hiç hoşlanmam. Bir de saygısız insanlardan.

Sevgilinle mutluluk kareniz?

– Böyle oturuyoruz. Duruyoruz. Sadece huzurlu bir şekilde durabilmek bile benim için önemli.

Birlikte yaşamayı düşünmüyor musunuz sevgilinle?

– Bilmem. Ben geleceği çok düşünmem.

İtalya’da en sevdiğin şehir…

– Floransa. 15 yaşındayken tek başıma gittim.

Annen tasalanmadı mı?

– Yok canım, o yolladı. Cüzi bir de para verdi, “Bununla idare edeceksin” dedi. 8-9 şehir gezdim İtalya’da. Geri dönerken de uçağı kaçırdım, ağlayarak onu aradım, “Ya işte böyle” dedi, “Demek ki macera dudağını deldirmekle olmuyormuş, havaalanında bekle bir sonraki uçakla dönersin.”

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.