Dolar 32,5611
Euro 34,7000
Altın 2.517,24
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16 °C
Az Bulutlu

Gizem Karaca değişmekten korkuyor!

05.03.2014
A+
A-
Gizem Karaca değişmekten korkuyor!

Eve Düşen Yıldırım” dizisinin başrol oyuncusu Gizem Karaca, ilk oyunculuk denemesiyle dikkat çekmeyi başardı. Hızlı gelen şöhretin henüz hayatında bir değişikliğe yol açmadığını söyleyen genç oyuncu, “Sık sık çevremdekilere değişip değişmediğimi soruyor, “Uyarın beni!” diyorum. Çünkü bambaşka bir ortama girdim” diyor.

“Eve Düşen Yıldırım” son derece çarpıcı bir dizi oldu. Tabiri caizse tüm evlere düştü! Bu kadar beğenilmesindeki en büyük etken neydi sizce?

– Muhtemelen konusu… Türkiye’de bu tarz bir konu daha önce işlenmedi diye biliyorum. Ayrıca temelinde mesajları da olan bir dizi. Belki de gerçek hayatta Muazzez’in yaşadıklarını yaşayan birçok kız var.
  
İlk rolünüz olmasına rağmen bu tecrübeli ekibe kolay adapte olmuş gibisiniz. Bunun sırrı nedir?  

– Oyunculuk küçük yaşlardan beri çok istediğim bir şey, belki bu yüzden ekibe alışmakta zorlanmadım. Ayrıca, dizideki herkes benim hocam sayılır. Özellikle amcam rolündeki Engin Uçucu bana büyük destek veriyor, yanlış bir şey yaptığımda uyarıyor.

Muazzez, iki erkek kardeşi birbirine düşüren bir kız. Böyle bakınca da iddialı bir rol. İlk rol için böylesine zor bir karakteri oynamak gözünüzü korkutmadı mı?

– Bu rol öncesinde bazı reklam filmlerinde oynamıştım, hatta birkaç bölümlük dizi deneyimim de olmuştu. Yani kamera önünde rahattım. Muazzez rolü ise benim için şanstı çünkü o da benim gibi 18 yaşında bir kız ve dizi günlük hayata dair bir hikaye anlatıyor. Mesela ilk olarak bir dönem dizisinde rol alsaydım, belki bu kadar öne çıkamaz ve zorlanırdım.

OYUNCULUK KİŞİYE FARKLI KAPILAR AÇIYOR

Karakteri ortaya çıkarırken kendinizden bir şeyler kattınız mı? Muazzez’le ortak yönleriniz var mı?

– Tabii ki Muazzez’le çok benzerliğimiz var. Ona kendimden çok şey katıyorum.

Mesela?

– Muazzez, İzmir’den İstanbul’a gelmiş bir kız. Ben de yaşta yurt dışından Türkiye’ye geldim ve liseyi burada okudum. Sudan çıkmış balık gibiydim. Bu tarz tecrübelerimi diziye yansıtınca, ortaya iyi şeyler çıkıyor.

Miss Turkey 2011’de ikinci oldunuz, sonra modellik yerine oyunculuğu seçtiniz. Neden?

– Bence bu tarz yarışmalardan sonra insanın önünde iki kapı açılıyor; ya mankenlik ya da oyunculuk yapacaksın. Ama ben oyunculuk yapmayı zaten her zaman çok istemiştim.

Neden?

– Çünkü oyunculuk çok hareketli ve renkli bir meslek, size farklı kapılar açabiliyor. Bu anlamda oyunculuğu seçtiğim ve bu dizi projesinde yer aldığım için mutluyum.

ARABADAN BAĞIRIP KAÇANLAR OLUYOR

Setteki ilk zamanlar nasıl geçti?

– İlk gün çok heyecanlıydım. Kadrodaki herkes oyuncu ve aralarında ben, başrol olarak oradayım. Hazırlanmak için iki aylık bir zamanım vardı. Yapabileceğime dair güvenim tamdı ama yine de endişelerim vardı. Yanlış yaptığımda, ister istemez rol arkadaşlarımın da oyununu etkileyeceğim… Bu da dizinin geneline kötü yansıyıp, projeyi olumsuz etkileyebilirdi. Belki böyle bir baskı oluştu üzerimde ama onu da çok rahat bir şekilde atlattım.

Sokağa çıktığınızda insanların tepkileri nasıl oluyor? Dizideki rolünüzden dolayı size kızan teyzeler var mı?

– Aslında dizinin ilk üç-dört bölümünde, tam da bahsettiğiniz şeyleri yaşadım. Yaşlı teyzeler laf attı. Hatta ilk zamanlarda sokakta arabasını durdurup camını açan ve bana bağırıp kaçanlar bile oldu. Yine de bu ilgiden şimdilik memnunum.

Bundan sonra nasıl bir rol istersiniz?

– Şu aralar dönem dizilerine takmış durumdayım. Kostümler, saçlar, konuşmalar ilgimi çekiyor.

KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ HİPERAKTİFİM

Aileniz oyuncu olmanıza nasıl bakıyor?

– Küçüklüğümden beri hiperaktifim… Enerjimi bir dönem deli gibi spor yaparak atıyordum, sonrasında mankenlik ve oyunculuk geldi. Aslına bakarsanız, masa başı bir iş yapabileceğimi hiç düşünmedim. Oyunculuk yapmam konusunda da ailem bana sonsuz destek veriyor.

Herkesin gözünün üzerinizde olması nasıl bir his?

– Öyle olduğunu düşünmüyorum. Ama dediğim gibi şu anda gördüğüm ilgiyi seviyorum. Tabii ileride çok artarsa ne hissederim bilmiyorum. Uğurkan Erez de “Gece gezmelerine fazla çıkma, çok fazla ortalarda görünme” diye uyarıyor sürekli…

Meşhur olduktan sonra değiştiğinizi düşünüyor musunuz?

– Çok fazla çevresi olmayan bir insanım. Yalnız kalmayı seviyorum. Arkadaşlarımla eğlenmeyi severim ama kendime yaklaştırmayı sevmem. Hâlâ aynı Gizem’im diyebilirim. Sık sık çevremdekilere değişip değişmediğimi soruyor, “Uyarın beni!” diyorum. Çünkü bambaşka bir ortama girdim.

UĞURKAN EREZ BENİM GELECEĞİMİ KURUYOR

Uğurkan Erez’in ajansına bağlısınız. Onunla nasıl tanıştınız ve birlikte çalışmaya başladınız?

– Miss Turkey yarışmasında tanıştık, koreografimizi yapmıştı. Onunla hiçbir zaman patron-işçi ilişkimiz olmadı ama… Her zaman benimle bir baba gibi ilgilendi. Benim geleceğimi kuruyor, ona çok güveniyorum.

Peki, sizi ilerleyen zamanlarda podyumda görecek miyiz?

– Neden olmasın? Her şeyi yapmak istiyorum, çünkü daha yolun başındayım.

Röportaj: Erdinç YAPAN – Hürriyet

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.