Onlar televizyonların 'Konuk Mafyası'

Konuk koordinatörleri Ebru Taştan, Ayşegül Şermet ve Alev Kurtuluş televizyon programlarına konukların gelmesini sağlıyor.  Sanatçı arkadaşları onlara 'konuk mafyası' lakabını taksa da onların asıl işi konuk koordinatörlüğü.

Gülben Ergen'den Beyazıt Öztürk'e, Okan Bayülgen'den Hülya Avşar'a kadar birçok ünlü isimle çalışan üçlü, 'Bize mafya diyorlar ama kimseye zorla bir şey yaptırmıyoruz' diyorlar. Programa davet ettikleri konuklardan iptal telefonu aldıklarında aramadıkları ünlü eş, dost kalmıyor. Onları ikna etmek için türlü yöntemleri var. Gerektiğinde çocuk da bakıyorlar, gömlek de ütülüyorlar.  

Sibel Ateş Yengin / Akşam

– Siz tam olarak ne yapıyorsunuz?
Ayşegül Şermet: Televizyon programlarına çıkacak ünlü konukları ayarlıyoruz. Programın türüne göre kimlerin katılabileceği konusunda önerilerimizi sunuyoruz. Açık açık 'Kiminle aranız iyi, kiminle kötü?' diye soruyoruz ki sevmediği biriyse boşuna iletişime geçmiyoruz. Karşı taraf da 'Şunu sevmiyorum, bununla görüşmüyorum' diyebiliyor. 

– Konuklar programa gelmek için para talep ediyor mu?
Ebru Taştan: Orkestrayla gelenlerin bir kısmı para talep ediyor. Ayrıca saç, makyaj konusunda istekleri olabiliyor.

– Kuliste tek olmayı ya da kırmızı halı serilmesini isteyen oluyor mu?
E. Taştan: Böyle istekleri olan da var ama çoğu mantıklı şeyler istiyor.
Alev Kurtuluş: Çok acayip isteklerle karşılaşmadık. Kulisi tek başına kullanmak isteyen ya da tek başına programa katılmak isteyen çok kişi oluyor. Yanında yer alacak konuğu sevmiyorsa onunla çıkmak istemiyor.

E. Taştan: Zaten en başında yapımcıyla ya da kanalla bu talepleri konuşuyoruz. Konuğa ne ikram edileceğini de konuşuyoruz ki bu da çok önemli. Ortaya üç tane kurabiye koymakla olmuyor. Konuk sizden taze meyve de isteyebilir.

– Bazen durumu kurtarmak için istemediğiniz kişi o yayında konuk olmayacak; dediğiniz oluyor mu?
E. Taştan: Bu konuda konuklarımız bize çok güvenir. Yalan söyleyerek kandırmıyoruz.
A. Kurtuluş: Bu yüzden yapımcılarla kavga ettiğimiz bile oluyor.
E. Taştan: Yapımcılar 'Siz konuğu mu, programı mı düşünüyorsunuz?' diye sorar. Konuğu eve gelen misafir gibi düşünüyoruz. O yüzden mutlu gelip mutlu ayrılması lazım. 

“TARKANI'IN GELDİĞİ GÜN JÜBİLE YAPARIZ”
– Hangi ünlüyü ikna etmek zor?

E. Taştan: Aslında hepsi çok zor. Tarkan hiçbir programa çıkmıyor.
A. Şermet: Tarkan'ın geldiği gün zaten jübile yapmayı düşünüyoruz.
A. Kurtuluş: Herkesi konuk ettik. Tarkan'ı ikna edemedik.
– İyi bir konukta bulunması gereken özellikler ne sizce?
A. Kurtuluş: İyi reyting yapması.
E. Taştan: İyi bir basın danışmanına da sahip olması gerekiyor.  
A. Şermet: Hoş sohbet olması gerekiyor ki seyirci izlesin. Bir konuk sadece oturursa verimli olmuyor.  E. Taştan: Konuşmayan konuk en kötüsü. Böyle konuklar istendiğinde onu çağırmayın, konuşmaz diyoruz.


“HANGİ ÜNLÜNÜN GICIK OLDUĞUNU SÖYLERSEK BİTERİZ“

– Reytingi yüksek ünlüler kim?
E. Taştan: Bu o kadar çok değişiyor ki. Mesela çok izlenen bir dizinin oyuncusuysa o kişi çok reyting alıyor.
A. Kurtuluş: Her programa çıkmayan, gelmesi çok zor olan birinin reyting almadığı da oluyor. Tabii iş sunucuya, editörlere de düşüyor.
– Konukların polemik yaratması, uç şeyler söylemesi isteniyor mu?
A. Şermet: Böyle davranışlar samimiyeti de bozuyor zaten.
A.Kurtuluş: Bazen konuğun sorulmasını istemediği sorular oluyor. Bunu da iletiyoruz. Bazıları da ne isterseniz sorabilirsiniz diyor.  
– En gıcık ünlü kim?
A. Kurtuluş: Bu soruya cevap verirsek biteriz. Ancak bu işi bıraktığımız zaman seni çağırırız ve kim gıcık kim huysuz anlatırız.