Cansel Elçin: 'Dönem dizisinde aşk daha romantik'

Önümüzdeki hafta başlayacak olan 'Kötü Yol' dizisinde rejisör Kenan Yılmazer karakterine hayat veren Cansel Elçin, bu sezon çok fazla dönem dizisi yapılmasının nedenini açıkladı.

“Dönem dizisinde aşk hikâyesi anlatmak daha romantik. Çünkü cep telefonu, internet, Twitter, Facebook yok. Kimin nerede olduğunu, ne çevirdiğini bilmiyoruz” diyor

Beni her gördüğümde şaşırtan oyunculardan biridir Cansel Elçin. Dört defa röportaj yapmak için buluştuk ve her seferinde bambaşka bir hikâyenin peşinden koştuk. Kimi zaman yorgun, bazen de asık suratlı geldiği oldu röportaja. Ama ilk defa onu bu kadar mutlu gördüm. Üstelik evlendikten iki gün sonra sadece röportaj vermeye Adana'ya gelmesine rağmen mutluydu. Sohbete başladığımızda anladım… Evlendiği için gözleri parlıyordu ama 'Kötü Yol' dizisinde canlandırdığı yönetmen Kenan da onun yüzünü güldürüyordu. Ekip arkadaşlarıyla 20 yıllık dost gibi olmuştu. Masaya oturduğumuzda başladı yeni heyecanını anlatmaya… Hadi, şimdi röportaja…

Cansel, sen bir dizide oynayacağın zaman rolünü aşkla anlatanlardansın. 'Kötü Yolda' karşımıza nasıl çıkacaksın?

Bu kez benim gibi hayalperest birini canlandırıyorum. Annesinin baskı altında büyüttüğü, 15 yaşında birini öldürmüş ve üç sene hapiste yatmış biri Kenan. Kendisini sinemayla ifade edebileceğine inanıyor ve rejisör oluyor. Filmleri popüler değil ama derdi olan işler yapıyor.

Senin de hayatında rejisörlük denemen oldu…

Ben de böyle bir şeyi deneyimlemek istedim ve bir film çektim. Ama Kenan Yılmazer'in derdi film yaparak dünyasını değiştirmek. Para derdi yok, baskıcı annesinden para alıp film çekiyor. Leman Aksular adında bir sevgilisi var.

O da Ezgi mola'nın canlandırdığı karakter…

Oya, Ezgi Mola'yla oynamak bir oyuncu için gerçekten büyük şans. Sanki onu 20 senedir tanıyor gibiyim. O kadar sıcak ve samimi sahneler çekiyoruz ki, Kenan ve Leman'ın sevgili olduğuna inanıyorsun. Ezgi anaç biri. Mesela arabada bir sahne çekiyoruz ve sıcaktan terliyorum. Hemen alnımı siliyor. Pozitif enerjisi ve yaptığı komikliklerle çok eğleniyoruz. Tabii diğer komik de İlker Aksum. Onunla 'Küçük Kıyamet'te tanışmıştık. Bir aktörü en çok mutlu eden şey, daha önce çalıştığın oyuncunun seninle yeniden oynamak istemesidir. Bu sette o kadar mutluyum ki, resmen arkadaşlarımı özlüyorum. Bu dizi için muhteşem bir oyuncu kadrosu kuruldu. Sen sadece oyunculuğunla ilgileniyorsun. İnanılmaz bir prodüksüyon harcandı. Seti gördün mü? Ben Türkiye'ye geldiğimden beri ne çok şey değişti.

Biraz o farkı konuşsak… İlk dizin de dönem dizisiydi ve şimdi de dönem projesindesin…

Bu ülkede Tomris Giritlioğlu'na çok teşekkür edilmesi gerekiyor. Kimse prodüksiyon anlamında dönem dizisine cesaret edemezken, o İstanbul'da 'Hatırla Sevgili'yi çekti. Şimdi 'Kötü Yol'da çalıştığımız sanat, kostüm ekibinin yaptıklarına bakınca inanamıyorum. Döneme o kadar hâkimler ki, bir şeye müdahale etsen, açıp doğrusunu gösteriyorlar. Ayrıca hızlı çeken bir ekip var. Dünyada adı geçen görüntü yönetmenlerimiz, yönetmenlerimiz oldu. Yurt dışında artık Türk dizileri izleniyor. Artık profesyoneliz.

Ekranlara baktığımızda neredeyse sadece dönem dizileri var. Sen bunu neye bağlıyorsun?

Bir dönem dizisinde aşk hikâyesi anlatmak daha romantik. Çünkü cep telefonu, internet yok. Düşünsenize bu dönemde entrikayı nasıl anlatacaksın? Herkes herşeye çok çabuk ulaşabiliyor. Ama 1965 yılı için entrikanı da aşkı da kurabilirsin. Twitter, Facebook yok 1965'te… Kimin nerede olduğunu, ne çevirdiğini bilmiyoruz. Bu dönemin hikâyesini anlatmak çok zor. Amerikalılar bile geleceği anlatan hikâyeler yapıyorlar. Bu dönemde aşkı da anlatmak çok zor. Bir çiftin röportajını gördüm. 65 senedir beraberler ve onlara “Sırrınız ne?” diye soruyolar. Çift, “Bizim zamanımızda bir şey kırıldığı zaman tamir ediyorduk. Şimdi bir şey kırıldığında atıyorsunuz” cevabını verdi.

Aşk da bitti zaten değil mi?

Hayır, aşk var. Hiç biter mi? Aşk için emek harcaman gerekiyor. Ama emek harcaman için de, doğru kişiyle beraber olduğuna inanman lazım.

Bunları söylerken gözlerinin içi parlıyor…

Ben bu konuda şanslıyım. İki senedir beraber olduğum ve sevdiğim kadınla geçen hafta evlendim. Ama bir senedir de kafamızda evliydik. Sadece ailelerimiz ve yakın arkadaşlarımız için evlendik. Bizim çok mutlu bir hatıramız olsun istedik. Ailelerimiz mutlu olduğu içinde biz de mutlu olduk.

Düğün ritüelleri sıkıcı olmadı mı?

Hayır. Kokteylde herkesle beraberdik. Sevdiğimiz insanlarla beraber olduğumuz için de doğaldık. Seramoni seven bir çift değiliz, iyi vakit geçirdik. Evlilik güzel şeymiş.

DİZİ İÇİNDE FİLM ÇEKECEK

Dizide Şükran Ovalı'nın canlandırdığı Nuran karakteriyle Kenan'ın yolu nasıl kesişecek?

Kenan film çekimi için Adana'ya geliyor. Sevgilisi Leman Aksular'ın tecavüz sahnesini ormanda çekerken, Nuran bunu gerçek zannediyor ve adama saldırıyor. Kenan, “Sen ne yapıyorsun, biz film çekiyoruz” diye bağırırken Nuran'ın yüzünü görüyor.

Ve âşık oluyor…

Bir ışık görüyor ve “Sen de filmde oynamak ister misin?” diyor. Olaylar böylece başlıyor. Daha fazla konuşturma beni… (Gülüyor)

Dizi içinde film çekeceksiniz yani…

Çok keyifli bir şey. Resmen bir ekibim var. Ama keyifli bir ekibiz. Yönetmen oynadığım için bazı yönetmenlerden de bir şeyler kullanacağım. Ben bu rolde bayağı eğleniyorum. Çünkü komik biri Kenan. Elimi, kolumu, vücudumu kullanabiliyorum. Çekimler harika. Sinema filmi gibi dizi oldu.

O kadar çok Ayhan Işık'a benzemişsin ki, sanki karşımda o var…

Açılış sahnemiz zaten Ayhan Işık'la başlıyor. O dönem bu ince bıyıkllar modaymış. Çok araştırdım ve gördüm. Ayhan Işık çok rahat ve doğal oyuncu. Ona benzetilmek de güzel.
(HT MAGAZİN / Oya DOĞAN)