Dolar 34,2820
Euro 37,6931
Altın 2.899,58
BİST 9.027,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24 °C
Çok Bulutlu

Tolga Karel Yavuz Sultan Selim'i canlandıracak

05.03.2014
A+
A-
Tolga Karel Yavuz Sultan Selim'i canlandıracak

TV8'de yayınlanan Sema Eren ve Cengiz Semercioğlu’nun sunduğu Böyle Bir Şey Var mı? programına konuk olan oyuncu Tolga Karel iş ve özel yaşamıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı.

 
YAVUZ SULTAN SELİM’İ CANLANDIRACAĞIM

Mısır'da çekimlerine başlanacak yeni dizide Yavuz Sultan Selim'i canlandıracağını açıklayan Tolga Karel, programda şu açıklamaları yaptı:

“Mısır’da yeni bir dizi çekimi başlayacak 2 hafta sonra. Yavuz Sultan Selim karakteri var Mısır’a kadar gitmiş bir padişah kendisi, ondan ziyade çok önemli bir Ortadoğu balkan starlığı dönemi başladı. Yaprak Dökümü 49 ülkede yayınlanıyor, Vietnam’a kadar. Kıyam ise 16 ülkeye çıktı. Mısır’da Yaprak Dökümü girdiği için, orada tanınan biriyim zaten.

Kıvanç arkadaşımda çok iyi bir kapı açtı ülkelerde bu ülkenin tanınmasına, sektörün gelişmesi açısından. Bende bir kapı açmaya çalışıyorum. Keşke daha çok olsa daha çok tanınsak. Bende Ortadoğu’dan para kazanıyorum. En son Belgrad’da bir şov programına çıktım, çok iyi ödeme yapıp, çok iyi ağırladılar. Sırbistan’la beş sene evvel savaş halindeydik. Mecra olmadığı için bilinmiyor. Şimdi anlatıyorum bunları. Beni insanlar sadece dizi ve magazin programlarında görüyorlar. Başka nerede anlatabilirim?

Benimde hatalarım oldu. Bunun için özür dilerim. İnsanlar hatalarından ders almalı. Artık bir sorumluluğum olduğunu yavaş yavaş anladım.

SAMİMİYETİMİ SÖMÜRDÜLER

Samimiyetimin çok sömürüldüğünü düşünüyorum magazinciler tarafından. 12 milyon dolarlık bir projenin içindeyim. Türkiye sektöründe en çok para harcanan projenin içindeyim ve bunun baş aktörlerinden biriyim. Demek ki biraz kalbimin temizliğinden ve iyi niyetinden bugünlere gelebildiğimi düşünüyorum.

Osmanlı Kıyam’a bir buçuk senemi verdim. Anlaşmam 13 bölümdü. 3 bölüm sonra anlaşmam bitiyor. Benim noktam karakteri en iyi şekilde oturtmaktır. Ben Oğuz karakterini Kasım’a çevirebildiysem benim en büyük başarımdır.

10 SENEDİR ZİRVEDEYİM

10 senedir sektördeyim, yani aslında 10 senedir zirvedeyim. Zirvede derken reyting anlamında en çok izlenen işi yaptım. Şuan yaptığım işte kanalıma çok büyük bir ivme kazandırmış bir iş. Birçok ülkeye satılan bir iş. Böyle bir başarı sergilediğiniz zaman magazinin sizinle ilgilenmemesi gibi bir durum söz konusu olamaz.
Eşim için hastane sponsoru tuttuğum gibi haberler yazıldı. O kadar ayıp bir şey ki bu. Gayet sigortam olan, her şeyimi ayarlayan bir adamım. Böyle teklifler geldi evet, ama kabul etmedim. Doğumu karşılamak isteyen hastaneler oldu. Bu işin kutsallığını bozar. Kötü niyetli yaklaşanlara biraz şeytanlaşabiliyorum. Keşke zaman içerisinde daha iyi bir ilişkiler kursam.

KİMSEYE BENZEMEYE ÇALIŞMADIM

90’lar da çok güzel renkler vardı. Barış Manço’lar, Aysel Gürel’ler. Şimdi geldiğimiz noktada her şey eleştirilir oldu. Herkes çok birbirine benzemeye ve benzetilmeye başlandı. Bu çok tehlikeli ve kötü bir şey. Herkes bir renk olsun. Hayatın tadı böyle çıkacak. Ben zaten kimseye benzemeye çalışan bir insan olmadım. Farklı olmak içinde bir şey yaşamadım. Ben sadece yaşadım. Benim rengim yeşil.
Biraz demlendim artık yaş 33 oldu. Sorumluluk başka yönde oldu. İyi de oldu. Çok kalitesiz bir iş yapmadım bu piyasada bundan sonra daha kıymetli zamanlar yaşayacağım bu projede.

Dizi kültürüyle aktörler olarak gelebileceğim nokta belli. Belli bir yerden sonra belli bir kotayı aşamıyorsunuz. Orada kalıyorsunuz. Benim meselem burada başlıyor daha başka noktalara geçmek istiyorum. Bu çok ciddi bir kapıdır, birlik olunsun. Türkiye şuan dünyanın en parlayan ülkesidir. Buna iyi bakıp, değerlendirmek lazım diye arkadaşlarıma söylüyorum. Dil öğrenin, workshoplara katılın. Bu konu Türkan Şoray’ın yıllardır istediği bir şeydi ve sonun da bu kapı açıldı.

BAŞROL OYNAMAK GİBİ BİR KAYGIM YOK

Benim başrol kaygım yoktur. Bence önemli olan bu 13 bölüm meselesinde, kasım karakterini sizin dilinize doladıysam bu benim için bir başarıdır. Benim öyle jöndür, başrol takıntım yok. Ben iyi bir karakter oyuncusu olmaya çalışıyorum.
Kasım karakteri bir mit ajanı. O zamanın hafiye ocağının başında ki adam. Bütün örgütlenmeyi tetikleyen, kışkırtan adam. Kariyerim adına çok kıymetli. Kırılma dönemi adamlarına bayılırım. Oğuz’da öyleydi. Yaprak Dökümü kasabadan gelen bir ailenin şehre gelip dağılmaya başlamasıdır. Kasımda böyle Lale devri yaşanıyor, Osmanlının Rönesansı başlamışken, bir ayaklanma 49 günde yapılıyor ve 200 sene geriye gidiyoruz. Halit Ergenç’in oyunculuğunu çok beğeniyorum. Padişah rolü çok yakışıyor.

OĞLUMUN İSMİ CİHANGİR CAN KAREL

Baba olarak çok başka bir tecrübe alıyorum. 360 derece dönüyorum. Heyecan desen değil, duygusalım. Bir garibim yani. Bilemediğim ve anlamadığım bir duygu. Tecrübe edeceğiz. Tanışacağız. Beraber büyüyeceğiz. Adı Cihangir Can Karel olacak. Daha çok Can ismini kullanacağız. Günay’la diziden dolayı pek görüşemiyoruz. Çok güçlü bir eşim var. Sağlıklı, dirayetli. İkimizde başka kültürlerden gelip, bir noktada buluşup, hayatı sırtladık. Kavgalar, tartışmalar oldu. Birbirimize çok güzel duygularla bağlandığımızı düşünüyorum. 10 gün sonra boşanır diyenler için söyleyeyim bir sene oldu beraberliğimiz. Çocuk ve aile çok isteyen biriydim hep. Bizim aktör olduğumuz için, hayatımız için çok zor şeyler. Arkadaşlarımı çok iyi anlıyorum. Çalışma saatleriniz belli değil, eve kaçta gittiğimiz belli değil. 90 dakika çekiyorsunuz, bunu 1 haftada yapmak gerekiyor. Set koşullarının bir an önce toparlanması gerekiyor.
Karımın karnını dokununca daha bir şey hissetmiyorum. Hayatın doğru döneminde en doğru adımı attığımı düşünüyorum bu on sene içerisinde. Ben, ata binen, atla dörtnala giden bir insanmışım, bunu 33 yaşında anladım. Bana beş gün verdiler ya bineceksin ya dublör kullanacaksın. Yediremedim dublör kullanmaya, ve öğrendim. Demek ki içimde varmış, iki elimi bırakıp, ok atan bir adama dönüştüm.

İzmit’te kurulan sette çok büyük işler yapılacak. İnanılmaz bir cesaret işi. Birçok yerden, büyük iş adamları ve birçok yörenin belediye başkanlarından böyle bir hareket bekliyorum. Artık Hollywood’dan insanlar geliyor bizim setimizi ziyaret etmeye. Bu bizim yaydığımız istikrardan kaynaklanıyor. Büyük bir değişim başladı. Bu bir rüyaydı. Şükrü Avşar vardı ilk zamanlar gider film alırdı. Tom Cruise, Nicole Kidman var daha film çekilmeden, film satın alınırdı. Bizim daha Kıyam çıkmadan, Yunanistan, Dubai gibi ülkeler satın aldılar projeyi. Gelinen nokta bir rüyaydı ve gerçek oldu bunun altına her türlü imzamı atarım.

YAZIN YENİ FİLM PROJESİ
Yaza doğru bir film projem var. Bir fotoğrafçıyı canlandıracağım. Keyifli bir iş. Moda Editörü olmaya çalışıp, sektöre girmeye çalışan 3 kilolu kızı anlatan bir hikâyesi olacak. Adı 300 kilo. Yapımcıları çok genç çocuklar. Ben geçlerle çalışmayı daha çok seviyorum. İndigo kafaları var. Çok acayip fikirler üretiyorlar.
Bizim sektörümüzün en büyük problemi senarist. Yazar yetişmiyor. Meral Okay inşallah birilerine el vermiştir. Barok tarzı Osmanlı Vampirleri gibi değişik bir projem var onu da 15 Mayıs’ta çekeceğim. Farklı enteresan bir iş olacak.
5 sene evvel yaptığım müzikten telif alıyorum ama 5 sene evvel yaptığım diziden telif alamıyorum. Çok acımasız bir sektör dizi sektörü. Gerçekten düzenlenmesini istiyorum. Yolda giderken kaza geçirdim..ve bitti hayatım. Bu sınırda yaşıyoruz. Güvencelerimiz yok set çalışan arkadaşlarımız içinde geçerli.

89 yıl evvel biz Osmanlı’ydık. Muhteşem Yüzyıl’la başladı, Fetih’le devam eden, Osmanlı Kıyam’la olgunlaşan bir döneme girdik. Tarihe insanlarımızın ne kadar meraklı olduğu ortaya çıktı. Muhteşem Yüzyıl dramasıyla daha sit-com tadıdır gibi, harem kültürünü işliyor. Bizim yaptığımız proje daha Osmanlıyı, sokakta ki adamı, hareminden, sokağına Osmanlının içyapısını anlatan bir proje oldu.

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.