Dolar 32,5241
Euro 34,7579
Altın 2.493,07
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 15 °C
Az Bulutlu

2 kadın 2 farklı hayat!

05.03.2014
A+
A-
2 kadın 2 farklı hayat!

Elele dergisi mutluluğu nasıl ve nerede bulduklarını ünlü oyuncular Yeşim Büber ve Gözde Kansu'ya sordu, ilginç cevaplar aldı.

YEŞİM BÜBER: Beş senedir teknede yaşıyor

Şehrin merkezinde, Cihangir ve daha sonra Gümüşsuyu’nda oturdu. Beş senedir teknede yaşıyor. Bu radikal kararı nasıl verdiğini ise şöyle anlatıyor: “Sevgilim sayesinde tekneyle tanıştım. Önceden babasının teknesi vardı, onunla vakit geçiriyorduk. Dokuz yıl önce ise kendi teknemizi edindik. Birlikte yolculuk hayalleri kurmaya başladık. Bu hayaller, şehirden de uzaklaştırdı bizi. Ve beş yıl önce evimizi kapatıp, eşyalarımızdan ve tüm fazlalıklardan kurtulup tekneye geçtik. Öyle güzel bir hafiflik duygusuydu ki anlatamam. Tekneye sadece iki bavulla geldik.

Bir de kitaplarımız… O zaman şunu fark ettim; tüketime dikkat eden bir insan olmama rağmen, bir sürü gereksiz eşyayla yaşıyormuşuz ve fazlalıklar bizi mutsuz eden şeylermiş.” Yeşim Büber teknede yaşamaya başladıktan sonra hayatında pek çok şeyin değiştiğini söylüyor: “Kendimle daha yakın bir ilişki kurdum. Deniz biraz insanın hayatına başka türlü bir hakimiyet getiriyor. Şehirde bunu unutmuş durumdayız. Buzdolabının üzerinde bir sürü telefon numarası var. Kafeden tesisatçıya kadar… Arıyorsun geliyorlar. Denizdeyken hiç kimseyi arayamıyorsunuz.

Başınızın çaresine bakmayı öğreniyorsunuz.” Bu arada oyunculuğa ne oldu peki: “Oyunculuk hayatımın ilk sırasında değil artık. Daha seçici olmaya başladım. Bu yolculuklar haliyle daha az iş almamı gerektiriyor.” Yeşim’in mutluluk tarifi: “İnsanlar hep daha mükemmel olma ihtiyacı içinde. Genellikle yalan mutluluklar yaratılıyor. Boşluk duygusuyla alışveriş yapmak, en son çıkan telefonu, arabayı almayı istemek ve onların bitmeyen borçlarını ödemeye çalışmak tam bir kısırdöngü. Mutlu olmak için farkındalık gerekiyor bence. Temel ihtiyaçlarınızı belirledikten sonra, mutlu olmak kolay.”

GÖZDE KANSU: Bahçeli evde huzuru buldum

Gözde Kansu, sıkıntılı ve stresli olduğu bir dönem geçirmiş, onu mutluluğa kavuşturan ise bahçeli bir evin anahtarı olmuş: “Bahçeli eve geçince enerjim değişti. Evin içi değil, bahçeyi nasıl tasarlayacağım önemliydi. İçimin karardığı zamanlarda doğanın güzelliklerini, renklerini görmek, kokularını duymak beni mutlu ediyor.

” Doğanın gücünden faydalanmayı seven oyuncu, bahçeli bir eve taşındıktan sonra bir de kendine şık, küçük bir çiçekçi bulmuş. Oyunculuk sonuçta stresli de bir iş. O ise sıkıldığında ve bunaldığında kendini kuaföre değil, bu çiçekçiye atıyor: “Kitapçılarda huzurlu, çiçekçilerde ise mutlu hissediyorum kendimi.

Çiçekçiye uğrayıp enteresan çiçekleri tanıyorum. Hayatta en sevdiğim şey, çiçek almak ve çiçek vermek.” Kansu, “Çiçekle kandırılabilir misiniz?” dediğimizde ise “Kesinlikle evet” diyor: “Çiçek taşımasını bilen bir erkek olması gerekiyor tabii ki! Çiçeği sallaya sallaya getirmek var, bir de çiçeği çiçek gibi taşımak var.” Gözde’nin mutluluk tarifi: “Ben insanları mutlu ederek mutlu olurum. Mutluluk ve mutsuzluk bulaşıcı. Mutlu edilmeyi beklemek yerine mutlu etmeye çalışmak gerek. Çiçekler de bunu taşıyan bir iletken.”

 

ETİKETLER: , , ,
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.